Nevşehir Masaj Salonu Esra Hanım

Nevşehir Masaj Salonu

Nevşehir Masaj Salonu Tecavüzün açıkça kınandığı yerlerde bile mahkemeler, ya kadınların sekse rıza gösterdiklerine veya vakasın yaşandığı koşullarda kadının adama teslim olması gerektiğine hükmederek kabahatu hafifletiyordu. Saldırı tartışmaları öteden beri seksten çok paraya odaklıydı. Roma hukuku tecavüzü bir tür hırsızlık olarak görüyordu: dişi malını muhafızlarının elinden almak. Kadınların atlardan yada mobilyalardan pek farkı yoktu. Hıristiyanlık Roma’da hakim olunca saldırı, biraz baştan savma olsa da kendi başına cinsel bir suç olarak yine tanımlandı fakat hukuk hâlâ kurbanlara karşı çok sertti.

Soylu kızların kendi rızalarıyla kaçtıkları saptandığında kendilerini kaçıranlarla beraber infaz ediliyorlardı. Çoğu vakada tecavüzde rızası olmasa bile kadın, “daha güçlü bir tepki verebilirdi” nedeni öne sürülerek cezalandırılıyordu. Dahası, tevacüzcünün eve girmesine yardım ettikleri anlaşılırsa hizmetçilerin boğazına erimiş kurşun dökülüyordu. 6. Yüzyılda Roma İmparatoru Justinian, hanımların kaçırılmasını veya tecavüze uğramasını her sınıftan insan için büyük bir suç saydı. Kurban ailelerine, iş üstünde yakaladıkları takdirde kabahatluyu öldürme izni verildi. Para cezalarını önlemek için hanımların tecavüzcüleriyle evlenmesi yasaklandı.

Nevşehir Masaj Salonu

Nevşehir Masaj Salonu Bu değişimler tecavüzü bir tek mülkiyete değil, kadına karşı da bir suç olarak tanımlaması bakımından önemliydi. Ne var ki bu anlayış uzun sürmedi ve neticede hanımları mecburi seksten veya zapt etme yöntemiyle evlenmekten koruma noktasında fazla bir şey yapamadı. Ceza kılavuzları çoğu şiddet eylemini ve her türlü gayrimeşru seksi yasaklasa da bu ikisini nadiren birleştiriyordu. Bunları birleştirenlerse hanımları korumaktan çok düzensiz evliliklerin önüne geçme derdindeydi. öteki önemli bir husus da ceza kılavuzlarının, sekse zorlansın ya da zorlanmasın, iffetsizlikle suçlanan dişi kurbanlara rahat yüzü göstermemesiydi.

Öyle ki, kötüye kullanma edilmiş oğlanlar bile cezalandırılıyorlardı. Bir ceza kılavuzuna göre “minik bir oğlan büyük bir adam tarafınca istismar edilirse oğlan beş yaşındaysa yedi gün oruç tutmalıdır. İşin içinde kendi rızası varsa, yirmi gün oruç tutmalıdır”. Daha sonrasında ortaçağ kilise hukuku tecavüze (raptus) aforoz cezası verdi ama eğer ki kurbanı kendisiyle evlenmeye ikna ederse tecavüzcüyü bu cezadan tamamen muaf tutuyordu. Kilise doktrini cinsel şiddet mevzusunda genellikle muğlak kalırken, seküler hukuk oldukça anlaşılırdı. Saldırıün cezası paraya çevriliyordu.